Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York kentinde düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu’na katılmak üzere 16-20 Eylül tarihlerinde ABD’yi ziyaret edecek. Erdoğan, burada 13’üncü kez BM Genel Kurulu’na hitap edecek.
Erdoğan’ın ziyaretiyle ilgili yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Erdoğan’ın 19 Eylül’de 13’üncü kez Genel Kurul’a hitap edeceğini bildirdi. Açıklamada, Erdoğan’ın konuşmasında, ‘Rusya-Ukrayna Savaşı, Suriye, Filistin, Kıbrıs başta olmak üzere bölgesel gelişmeler, terörle mücadele ve iklim değişikliği konularında mesaj vermesinin beklendiği’ ifade edildi. İletişim Başkanlığı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında devlet ve hükûmet başkanlarıyla da ikili görüşmeler yapacak” bilgisini paylaştı.
AA’nın aktardığına göre, Erdoğan ayrıca ABD’de mukim vatandaş ve soydaş toplumu temsilcileri, iş dünyası temsilcileri, düşünce kuruluşlarının yetkilileri ve ABD toplumunun farklı kesimlerinden müteşekkil kanaat önderlerinin katılacağı etkinliklere katılacak.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI VE TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI
İletişim Başkanlığı’nın açıklamasında ifade ettiği üzere, Erdoğan’ın konuşmasında ve yapacağı diplomatik temaslarda Rusya-Ukrayna savaşını ele alması bekleniyor. Savaşın başlamasının ardından BM ve Türkiye’nin arabuluculuğunda imzalanan ve Rusya’nın 17 Temmuz’da çekilme kararı aldığı Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı yeniden canlandırma çabaları da ziyaretten öne çıkabilecek konulardan biri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 Eylül Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Soçi kentinde bir araya gelmiş, bu zirvede de tahıl koridoru anlaşmasının geleceği ele alınmıştı. Düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “Ukrayna’nın yaklaşımlarını yumuşatması gerekiyor. Ukrayna’dan çıkan tahılın yüzde 44’ü Avrupa ülkelerine giderse doğal olarak Rusya buna olumlu bakmıyor. Bugünkü görüşmede Sayın Putin 1 milyon ton tahılı ihtiyacı olan Afrika ülkelerine göndermeye hazır olduklarını söyledi. Biz de bu tahılı fabrikasyon olarak un haline getirip Afrika ülkelerine gönderebiliriz” diye konuşmuştu. Putin ise konuyla ilgili olarak “Biz tahıl anlaşmasını canlandırmaya hazırız. Yeni anlaşma için Rusya’ya yaptırımların kaldırılması gerekiyor. Ben bunu sayın Erdoğan’a açıkça söyledim” demişti.
UKRAYNA: YATIŞTIRMA POLİTİKALARINI DESTEKLEMEYECEĞİZ
Ukrayna Devlet Başkanı Danışmanı Mihaylo Podolyak, Erdoğan’ın “Ukrayna’nın yaklaşımlarını yumuşatması gerekiyor” açıklamasına cevaben, Moskova’ya yaptırımların hafifletilmesini ya da bir ‘yatıştırma’ politikasını desteklemeyeceklerini söylemişti. Podolyak, “Gerçekçi olalım ve mevcut olmayan seçenekleri tartışmaya bir son verelim, Rusya’yı yeni suçlar işlemeye teşvik etmeye de aynı şekilde… Ukrayna’nın ‘yumuşaması’ için olan alan nerede? Net olalım: ‘Saldırganın yatıştırma politikasını’ kesinlikle oynamayacağız ve yaptırımları kaldırma programına izin vermeyeceğiz” diye konuşmuştu.
SURİYE DE GÜNDEMDE: ‘TÜRKİYE DE BUNU BİLİYOR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmada öne çıkması beklenen bir diğer konu ise Suriye. Erdoğan, 209 yılında yapılan BM 74’üncü Genel Kurulu’nda da Suriye konusuna geniş yer ayırmış, Türkiye-Suriye sınırında oluşturulmasını talep ettiği ‘güvenli bölge’ hakkında da konuşmuştu. Amerika Birleşik Devletleri ile burada bir güvenli bölge oluşturulması konusundaki görüşmelerimiz sürüyor” diyen Erdoğan, Niyetimiz, ilk etapta 30 kilometre derinliğinde ve 480 kilometre uzunluğunda bir barış koridoru tesis ederek burada 2 milyon Suriyelinin iskânını sağlamaktır” ifadelerini kullanmıştı.
Öte yandan, Suriye ile normalleşme adımları Rusya ve İran’ın da katılımıyla yapılan dörtlü zirvelerle devam ederken, son olarak Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, 4 Eylül’de yaptığı bir konuşmada Türkiye ile ilişkilere de değinmiş, “Suriye’nin kuzeyindeki Türk işgali bitecek ve Türkiye, iki ülke arasındaki ilişkileri eski durumuna döndürmenin tek yolunun bu işgalden çekilmek olduğunu biliyor” açıklamasında bulunmuştu.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da ağustosta verdiği bir röportajda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olası görüşmesine değinerek, “Hedefimiz Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi, Erdoğan’ın hedefi ise Türkiye’nin Suriye’yi işgalini meşru kılmak” ifadelerini kullanmış, “Neden Erdoğan’la buluşacakmışım? Bir şeyler içmek için mi?” diye sormuştu. Esad, “Suriye’deki terör Türkiye’den kaynaklanıyor” demişti. Tamamı yayınlanmadan bir gün önce bir kısmı yayınlanan söyleşide Esad’ın Erdoğan ile görüşmeye ilişkin şu ifadeleri kullandığı aktarılmıştı: “Görüşme Erdoğan’ın sunduğu koşullar altında gerçekleşemez.”
MİÇOTAKİS VE AB’DEN ‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM’E İTİRAZ
BM Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın gündeminde olması beklenen bir diğer konu ise Kıbrıs. Kıbrıs’ın son dönemde yeniden gündeme gelmesi, ağustos ayındaki ‘yol’ gerginliği ile olmuştu. Kuzey Kıbrıs, kendi kontrolü altındaki Arsos/Yiğitler köyünü, BM gözetiminde bulunan ve Kıbrıs’ın iki toplumlu son köylerinden olan Pyla/Pile’ye bağlayan bir yol yapmak için 18 Ağustos Cuma günü çalışmalara başlamış, fakat söz konusu girişim, BM görevlilerince engellenmişti. Engelleme esnasında Kıbrıs Türk tarafı ile BM yetkilileri arasında gerginlik yaşanmış, iki taraftan da polis ve barış gücü askerleri yaralanmıştı.
Öte yandan, Kıbrıs konusu, Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis arasında 20 Eylül’de Genel Kurul marjında yapılacak görüşmede de gündeme gelmesi bekleniyor. Miçotakis, Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’le 31 Temmuz’da Lefkoşa’da görüştükten sonra, Türkiye’nin Kıbrıs’ta iki devletli çözüm önerisine karşı çıkmış, “Bir AB ülkesinde işgalci bir ordunun varlığı ve işlerine üçüncü tarafların müdahalesi konusunda garantilerin olduğu miadını doldurmuş bir sistem hoş görülmemeli. Avrupa müktesebatı tüm adada uygulanmalı; bunu sağlamanın tek uygun yolu ise BM Genel Sekreteri’nin himayesinde müzakerelerin devam etmesinden geçiyor” diye konuşmuştu.
Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nun bu hafta kabul ettiği 2022 Türkiye Raporu’nda da Kıbrıs’ta Ankara’ya ‘iki devletli çözümden vazgeçme’ ve ‘BM çerçevesine dönme’ çağrısı yapıldı. Dışişleri Bakanlığı buna, “AP’nin rapora dahil ettiği Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında belirli çevrelerin tek taraflı görüşlerini yansıtan, tarihi ve hukuki gerçekliklerden kopuk iddialarının, bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır” sözleriyle yanıt verdi.
F-16’LAR GÜNDEME GELEBİLİR: ERDOĞAN VE BIDEN GÖRÜŞECEK Mİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu marjında bir dizi devlet ve hükümet başkanıyla görüşeceği ifade edilirken Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp görüşmeyeceği henüz netlik kazanmadı. Erdoğan, son olarak 9-10 Eylül’de Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yapılan G20 Liderler Zirvesi marjında Biden ile ayaküstü görüşme fırsatı bulduğunu anlatmıştı. Zirvenin kapanışında basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, konuyla ilgili gazetecilerin sorduğu bir soruya şöyle yanıt vermişti:
“Burada Sayın Biden’la bir görüşmemiz ayaküstü de olsa oldu. Orada F-16 konusunu da görüştük. Tabii F-16 konusunda maalesef dostlar işi alıyorlar, götürüyorlar, ‘İsveç de İsveç’ diyorlar. Şimdi bu şekilde yaklaşım bizi ciddi manada üzmektedir. Böyle dendiği zaman benim vereceğim bir cevap var. Siz her şeyi kongre kongre diyorsunuz. Benim de kongrem var. Benim kongrem neresi? Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bu tür bir karar geçmediği sürece benim ‘evet’ demem mümkün değil. Tek başıma karar verecek noktada değilim. Meclisimden geçmesi lazım. İsveç’in üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazım. O da üstüne düşen görevleri yerine getirmediği sürece tabii ki ben Meclisimin vereceği kararı beklemek durumundayım.”
Öte yandan, Biden’ın G20 Liderler Zirvesi’yle ilgili X (eski adıyla Twitter) sosyal medya hesabından paylaştığı iki videoda Erdoğan’a yer vermemesi dikkat çekmişti. (DIŞ HABERLER)