“Retinoblastom hem gözü hem de hayatı tehdit edebilir”

Çocukluk dönemindeki kanserlere dikkat çekmek, farkındalığı artırmak ve erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla 15 Şubat, Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri Günü olarak anılıyor. Çocuklarda en sık rastlanan göz içi kanserinin retinoblastom olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Retinoblastomun en sık görülen bulgusu etkilenen gözde beyaz parlamadır (kedi gözü gibi parlama veya tıptaki adı lökokori). Gözün belli bakış pozisyonlarında tümörün yerleşim yerine göre çocuğun göz bebeği kedi gözü gibi beyaz parlar. Bunun dışında çocukta şaşılık da görülebilir. Tümör tedavi edilmez ve göz içinde çok büyürse göz siniri yoluyla beyne ve vücuda sıçrama yapabilir. Bu kanser belli bir boyutu aştıktan sonra hem gözü hem de hayatı tehdit eder hale gelebilir. Dolayısıyla, ebeveynlerin bu konuda bilinçli olması son derece önemlidir” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) verilerine göre, her yıl yaklaşık 400 binden fazla çocuk kansere yakalanıyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 5 bin çocuk kanser tanısı alıyor. Raporda dünyada her yıl yaklaşık 100 bin çocuğun kanser nedeni ile hayatını kaybettiği belirtilirken, hayatta kalma oranının ise yüzde 15 ile 45 arasında olduğu ifade ediliyor. 15 Şubat Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Çocukluk çağında en sık görülen göz kanserleri arasında retinoblastom yer alır. Retinoblastom halk arasında kedi gözü parlaması olarak da bilinir. Çocukluk çağında özellikle ilk 5 yaşta ve genellikle tek gözde görülür. Bunlar ciddi ve kötü huylu (habis) tümörlerdir, tedavi edilmezse sadece gözün içinde kalmazlar. Hastaların geç tanı alması durumunda göz ve hayatı tehlikeye girebilir. Dolayısıyla, ailesinde kanser hikayesi olsun veya olmasın çocukta göz bebeğinde beyaz parlama ve şaşılık varsa mutlaka doktora muayene olunmalıdır” diye konuştu.

“Göz bebeğindeki beyaz parlamaya dikkat edilmeli”

Göz içi kanseri ‘retinoblastomun’ en yaygın belirtisinin gözde parlama olduğunu aktaran Prof. Dr. Tuncer, şu ifadeleri kullandı:

“20 bin canlı doğumda 1 görülen nadir bir tümördür. Bu genetik bir rahatsızlıktır dolayısıyla ailesinde retinoblastom hikayesi olan hastaların özellikle dikkat etmesi lazım. Ailesinde retinoblastom hikayesi olmayan hastalarda ise ilk yaştaki muayeneler son derece önemlidir. Hastalığın en yaygın belirtisi, gözün belli bakış pozisyonlarında kedi gözünün parlaması gibi beyaz parlama şikayetidir. Diğer şikayetler arasında ise gözde kayma (şaşılık) yer alır. Dolayısıyla özellikle 5 yaşın altında, ailesinde kanser hikayesi olsun veya olmasın göz bebeğinde beyaz parlama ve şaşılık varsa mutlaka doktora muayene olunmalıdır. Bu tümörlerin atlanmaması için özellikle 2 yaşın altındaki bebeklerde göz dibinin çok dikkatli bir şekilde muayene edilmesi lazım.”

“Beyne ve vücuda sıçrayabiliyor”

Hastaların geç tanı aldığında hayatını kaybetme riski olduğunu belirten Prof. Dr. Tuncer, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bazen göz muayenesinde çocuk doktorları, göz bebeğinde kırmızı yansıma (refle) dediğimiz renk değişikliğini fark ediyor. Bazen göz bebeğindeki o beyaz parlamayı anne, çocukla çok vakit geçirdiği için fark ediyor. Fark edildiğinde mutlaka bir göz doktoruna gidilmesi gerekiyor. Tümörü fark etmek için çocuğun göz bebeğinin sırf dışarıdan muayenesi değil, göz bebeğinin büyütülerek tam bir muayene yapılıp gözün arkasına bakılması lazım. Bunlar ciddi ve kötü huylu (habis) tümörler, tedavi edilmezse sadece gözün içinde kalmıyor. Gözü besleyen sinir, beyine ve vücuda sıçrama (metastaz) yapabiliyor. Dolayısıyla hastaların geç tanı alırsa gözünü hatta hayatını kaybetme riski var. Bu konuda erişkinlerin son derece bilinçli olmasında fayda var.”

“Erken dönemde kontrol altına alabiliyoruz”

Tedavi sürecinde erken teşhisin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer, “Erken dönemde tanı koyulduğunda kemoterapi ile kontrol altına alma şansımız artıyor. Belli bir boyutu aştıktan sonra hem gözü hem de hayatı tehdit eder hale gelebiliyor. Dolayısıyla erken tanıya bağlı olarak hastalığın kemoterapiyle tedavisi son derece başarılı sonuçlar verebiliyor. Eğer dikkatli bir takip yapılırsa ve erken dönemde de yakalanırsa bebeklerin yaklaşık yüzde 98 ile 99’unun hayatını kurtarabiliyoruz. Gözleri kurtarma şansımız ise yaklaşık yüzde 60 ile 70 oluyor. Bu hastalarda çocuğun yaşı büyüdükçe ömür boyu takip gerekiyor” dedi.

“Genetik faktörler devreye giriyor’

Hastalığın cinsiyet, yaş ve yaşanılan yerden bağımsız gelişebildiğini dile getiren Prof. Dr. Tuncer, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Retinoblastomda çevresel faktörler önemli değil. Kız, erkek, sağ veya sol göz fark etmiyor. Hastalık, yaşadığınız coğrafi konuma göre bir değişiklik göstermiyor. Dolayısıyla genetik faktörler devreye giriyor. Flaşla çekilen fotoğraflarda beyaz parlamalar görülebiliyor. Biz ona gözde yalancı beyaz parlama diyoruz. Dolayısıyla hastaların direkt paniğe kapılmaması ve mutlaka uzmanından fikir alıp göz dibi muayenesini dikkatlice yaptırması gerekiyor. Çocukların hiçbir şikayeti yoksa bile en azından belirli aralıklarla bir ile iki yılda bir rutin kontrole gelmesi lazım.” (DHA)

Related Posts

Uyuşturucu Ticareti Yapan Şüpheli Tutuklandı

Manisa’nın Alaşehir ilçesinde uyuşturucu ticareti yaptığı belirlenen 23 yaşındaki F.E. tutuklandı. Üzerinde ve adresinde yapılan aramalarda çeşitli uyuşturucu maddeler ve silah ele geçirildi.

Güneşten faydalanmanın altın kuralları

Kontrollü ve bilinçli şekilde güneşten faydalanmanın cilt sağlığını korumada etkili olduğunu belirten Deri ve Zührevi Hastalıkları (Dermatoloji) Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nazmi Geyik, “Doğru zamanlama, kısa süreli maruziyet ve cilt tipine uygun yaklaşım ile güneşten fayda sağlamak mümkündür” dedi.

Kavurucu sıcaklarda buzla serinlemek isteyenler dikkat: Yarar sağlayalım derken zarar verebilirsiniz

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde yüksek sıcaklıklara karşı uyarırken uzmanlar sıcak çarpmaları ve özellikle sıcaklarda çalışanlar olmak üzere vatandaşların serinlemek için buz kullanmasıyla ilgili bilgi verdi.

Emziren anneye zorbalık yapmayın: Diyet baskısı süt kalitesini düşürüyor

Yeni doğurmuş çiçeği burnunda anneler, sık sık aldığı kilolar sebebiyle zorbalığa uğruyor. Yaşanan bu beden baskısına aceleci diyetler de eklenince, işin faturası bebeklere çıkıyor. Anne sütünün son derece olumsuz etkilendiği bu süreçte anne-bebek sağlığı riske giriyor. Diyetisyen Asya Naz Al, bu tehlikeye dikkat çekerek sağlıklı ve bilinçli kilo vermenin önemini vurguluyor.

Yaz sıcakları tehlike saçıyor: Uzmanından öneriler

Prof. Dr. Ahmet Saltık, açık alanda çalışanların beyin kanaması riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Güneş gözlüğü ve şapka önerisinde bulunan Saltık, “Sıvı ve tuz kaybı için hafif tuzlu ayran içilmeli” dedi.

Kalça kırığı kader değil

Osteoporozun en çok korkulan sonucu kalça kırığıdır. Çoğu zaman bir düşme ile başlar ve hayat boyu sürecek sorunlar kalır. Kırıktan sonra ameliyat, uzun hastane süreçleri, yürüme kaybı ve bağımsızlığın yitimi söz konusu. Peki kimler daha riskte, ne yapabiliriz?